28 Temmuz 2008 Pazartesi

Etik

Efenim ahlak ve ahlaksizlik ve ahlaklilik ve hatta ablaklilik da hep birlikte sorumluluk kavramiyla yakindan iliskilidir.canli davranisindan ne kadar sorumludur bu davranisi veya dusunceyi ne kadar kontrol edebiliyor bu onemlidir kisacasi hersey gelip ozgur irade sorusunda dugumleniyor.

Simdi kant efendi kendine yapilmasini istemedigi halde bir baskasinin karisina sulanmissa ahlaksizdir diyebilir miyiz? veya marx kabilesindeki erkekler avdayken gidip karilariyla yatarak, toplumsal acidan karisiklik doguracagi asikar bir duruma yolactigi icin ahlaksizdir diyebilir miyiz?onlarin goruslerine gore deriz. deriz ve ahlaksiz diye adami etiketleriz, onu davranislarindan sorumlu tutariz.

Oysa ki gercekten ahlaksiz olan bu kisi midir? Demek istedigim, kant gidip elalemin karisiyla fingirdesirken bunu ozgur iradesiyle isteyerek mi yapmistir? "Kantin bilinci" midir bu ahlaksizligi yapan, yoksa derinde daha kuvvetli etkenler mi var. genler, hormonlar psikolojik sartlandirma eski tecrubeler ve travmalar... Kant sadece mantik ve bilincten olusan biriymis gibi onu cezalandiriyoruz oysa ki davranisi etkileyen genetik ve kultur gibi unsurlarin buyuk kismi bireyden cok otede olgular tur duzeyinde olgular. bunlarin faturasini, bir iki milyar hucreden olusmus zavalli bir insana kesmek dogru mudur?

Angelina jolie- brad pittin agir tahrigine maruz kaldim o yuzden tecavuz ettim (bilerek edildim)" dersek ozgur iradenin oldugunu dusunenler tarafindan, cinayetten sorumlu tutuluruz. lakin biri sizi laborotuvara kapatip bir suru hormon dayasa ve karisiniza jolie kadinini (pitt erkegini) cikarsa sonuclarindan daha az sorumlu oldugunuz dusunulur. Dolayisiyla bir seyin ahlaki acidan degerlendirilebilmesi icin (sorumlulugunun bulunmasi icin), kendi kendinin nedeni olmasi gerekir, yani neden sonuc iliskisinde sorumlulugunu atabilecegi bir baglantisi olmamalidir. Evrende kendi kendinin nedeni olabilen birsey dusunebiliyor musunuz? boyle bir sey olsa bile, kimin ve neyin kistasina gore degerlendirilebilir? Siz yercekimi yasasini ahlak kavraminin icine koyabilir misiniz veya elektromanyetizma ahlaksizliktir denebilir mi? dolayisiyla, evrensel ahlak diye birsey sozkonusu olamaz.

Burada onemli olan ahlakin varligi icin felsefi olarak bizi ikna etmis olmasina gerek olmayisidir. yani ahlak sosyal yasami duzenleme ve orgutleme aracidir, evrimin epey sondaki donemlerine denk gelir cikisi. bu nedenledir ki sosyal yasami surdurulebilir kilmak icin bazen kisileri sorumlu olmadiklari halde sorumlu tutmamiz gerekir. Kantin komusunun cekici karisina kapilip gitmesi onun birey olarak bir sucu olmasa da, bu durumu ahlaksiz saymak toplumun devamliligi icin sarttir. Fakat cok karmasik bir yapi olan toplumu incelerken hangi hareketin toplumu kisa ve uzun vadede nasil etkileyecegini kestirmek olanaksizdir o yuzden marxin ahlak anlayisi da genel-gecer olamaz.

butun bunlardan cikan sonuc ahlakin evrenselliginin bulunmadigi, yerel durumlar da bile son derece dinamik ve kesinligi bulunmayan, altin bir formulu olmayan bir olgu olusudur. tipki anayasa gibi, kanunlar gibi, ahlak da "oldugu kadar" basarili olmayi umut eder
Read rest of entry

27 Temmuz 2008 Pazar

Inanc Vs Mantik

din inanc ve mantigin (sert kaaya carptik) apayri dunyalarin kavramlari olduklarini, asil mantiksizligin bunlari ayni cumlede kullanilmasi oldugunu iddia edenler! sizi agir referanslara bogmadan 5 dakkada besiktas yapmak gorevimdir
dikkaaat:
din nedir? birbiriyle uyumlu bir dizi inanctir (ve bunlarin dogrultusundaki uygulamalar, ritueller).

inanc nedir? bir onerinin/iddianin gecerliligi hakkindaki yargi. "kanseri yenecegime inaniyorum", "yarin gunesin dogudan dogacagina inaniyorum" gibi.

bilgi nedir? "justified true belief". anzakcasi "saglam gerekcelerle inandigim sonucta dogru cikan inanc". ornegin diyelim kanserden kurtulacagim (inancim dogru cikacak) ama buna inanma nedenim gokyuzunde uc kez tur atan bir kartal gormem ise bu bilgi sayilmaz.

[burada "saglam"in"dogru"nun tanimlari kesin degil ama hangi inancin bilgiye daha cok yakinsadigini gostermekte kullanilabilirler]

dolayisiyla bilgi edinmek amaciyla dis dunyayi gozlemlerken bir cok inanc sahibi oluyoruz ve bilimsel hipotezler olusturuyoruz. mantik da burada devreye girerek gozlemle (veri) inancin (hipotezin) arasindaki iliskinin dogasini belirliyor. binlerce yil once yasayan biri gunesin 20 senedir her gun dogudan dogdugunu gordugu icin yarin veya sonsuza kadar o yonden dogacagina inaniyor. gerekceler bildigin tumevarim ve tumdengelimdir temel mantik terimleri yani. gunes 21. senenin ilk gununde batidan dogdu. sonsuza kadar dogudan dogacak inancimiz da yarin da kesin dogudan dogar inancimiz da sarsilacak. burada da basit bir if-then-else mantigi var.egerki gunes hep dogudan doguyor oyleyse yarin da bunu bekle yoksainancini degistir.

buna belief revisioning deniyor: halihazirda edinilmis inanclarin yeni gozlemler sonucu degistirilmesi ve degisen inanca bagli olan diger inanclarin da tutarliligi korumak icin revizyondan gecirilmesi.. bu prosedurun mantiki formalizasyonu dahi var yapay zeka arastirmalari icin yapilmis:
http://en.wikipedia.org/wiki/belief_revision
http://plato.stanford.edu/entries/logic-belief-revision/

sonuc: mantikla inanci ayni cumlede kullandik dunya da basimiza yikilmadi.

simdi dine geri donelim. buraya kadarki inanc orneklerinde prosedur bilimsel metoda paraleldi: gozlem yap hipotez uret test et sonuclarina gore hipotezini degistir tekrar test et, sonuca var. fakat inanclar karmasiklastikca test edilebilirliklerini yavas yavas yitiriyorlar, zira her fenomen gunesin dogusu gibi direkt gozlemlenemiyor. hayalgucunun cesitlendirdigi hipotezleri disiplinli bir metodla ayiklamak zorlastikca baska kriterler on plana cikiyor, ana-baba veya devlet otoritesi desteginin saglam gerekce sayilmasi gibi.

kritik nokta su ki, burada dahi mantiktan bagimsiz bir gerceklikten degil, bilimsel metodun disiplininin azalmis oldugu bir sistemden bahsediyoruz: "devlet herseyi bilir, devlet ejderha vardir diyor, oyleyse ejderha vardir". al sana mantik. bunun bozuklugu, devlet herseyi bilir onkabulunun test edilemeyisinden, saglam gerekcelere dayanmis bir hipotez olmamasindan kaynaklaniyor.

keza gittikce gucunu birbirinden alarak bir sistem haline gelen inanclar. bunlar sadece test edilemez onkabullere dayanmakla kalmiyorlar (kuran kutsaldir, allahin sozudur), birinin yikilmasi icin ilintili tum inanclarin yikilmasi lazim gibi gorunuyor, o da cok zor bir durum. (cehennem yoksa cennet de yoktur, kiyamet gunu de, belki seytan da, hatta kuran yalandir, kuran yalansa allah yoktur, butun bunlar olamayacagi icin cehennem vardir.. yine cikarimlar yapiliyor guzel guzel).

isin asli, rasyonel dusunce yarim yamalak islese bile o kadar derin bir ogesi ki insanin, o en temel onkabullerin dahi bir gerekcelendirmesi yapiliyor sikca. "allah vardir, yoksa bu mukkemmel duzen nasil olurdu, yoksa bu hayatin anlami ne, yoksa o kadar insan yanildi, yalan mi soyledi yani vs"

eger inanc mantiktan ve bilimsel metoddan tamamen bagimsiz olsaydi, bu tip gerekcelendirmelere de hic gerek kalmaz, insanlar salt sezgiye dayanarak cok daha cesitli ve fantastik seylere inaniyor olabilirlerdi. ornegin napolyon olduguna gonulden inanan birini ciddiye almamanizin nedeni bir dizi rasyonel cikarim degil mi? (napolyon oldu reenkarnasyon olsa bile bu kadar napolyon ayni anda olamaz olsa bile bunlar resmen deli daha gecen gun baska seye inaniyorlardi al mri scan'leri sunu kanitliyor vs). veyahut scientologynin hikayesi neden cogunluga cok gulunc geliyor? kimse yarin oburgun gokten gelinlikler icinde 8 bacakli domuzlarin yagacagi gibi kulliyen rastgele inanclara sahip degil "mantikla aciklamama gerek yok hissediyorum bunu" diyen yok cunku bu onceki hicbir tecrube tarafindan desteklenmeyen en ufak bir rasyonel aciklamasi olmayan bir gorus. devlet 24 saat tv'den bunun propagandasini yapsa ananiz babaniz sizi bu sekilde egitse dahi buna inanciniz gorece zayif olur.

tabii burada o zaman bilmem ne kabilesi niye soyle komik seylere inanabiliyor derseniz...yagmurun sirrini cozmus olan senin benim acimdan komik geliyor adamin mavi bir yagmur tanrisina inanmasi onun bilgi dagarcigi acisindan rastgele bir inanc degil

hangi onkabulun hangi gerekceyle ne kadar kuvvetli bir inanca temel olacagi kisinin psikolojisine gore (olum korkusu sucluluk duygusu, vs), bilimsel bilgi duzeyine gore, toplumun sosyal dinamiklerine gore (otoriter mi, bireyselci mi) belirlenir ama asla mantiktan nedensellikten tamamen bagimsiz olamaz bir inanc ne temelinde (ortaya cikisinda) ne de hayati boyunca (bir birey ona inanirken) dunyevi algidan ve rasyonellikten arinamaz.
Read rest of entry

Iman ettim :=)

Olurken iman edecekmisim..( ahahah be ahaha) ben!
"ben meshur insanlarin zeki imansiz ve ahlaklisini severim."bunlarin bazilari toplumla ilginc bir denge tutturuyorlar. normlara/tabulara karsilar, dalga geciyorlar, hatta dupeduz hakaret bile edebiliyorlar ama artik durustluklerinden midir, diger alanlardaki basarilarindan midir, seytan tuyu mudur nedir, genis kitlelerce aforoz edilmiyor hatta seviliyorlar. sonra geliyor zorluklar, hastaliklar, olum dosekleri ve kacinilmaz soru: peki simdi olumle yuzlesince imana geldin mi? bu agresif bir bicimde sorulmuyor, "tukurdugunu yalayacak misin ha kafasina sictimin ateisti" gibi bir garez yok ama daha sinsi, daha gicik edici bir uslup var. sevecen ve anlayisli gozuken bir uslup, sabirli bir babayla yanlisinda israr edip omrunu heder etmis bir evladin diyalogu gibi. adam orada yanlisini kabul edecek, o eski ukala canliligi yerini yenilginin ve kirilmis bir gururun yorgunluguna birakacak, bizim sunucu da manifesto gibi acik acik okumasa da "gec oldu, guc oldu ama nihayetinde lideriniz dogru yola geldi" imasini yapacak adamin gol diyor diyerek topluma ders verecek. tiyatro resmen. "ne kadar zeki olursaniz olun, ne kadar dalga gecerseniz gecin her canli olumu tadacaktir tatmadan hemen once de hanyayi konyayi anlayacaktir". cok korkunc, bir hayat boyu anlatmaya calistigin seyin tek kelimesinin anlasilmadigini olurken idrak etmek. insanlar olumden haberdar olmadiklari icin toplumlarinin dinini reddediyor veya tumden ateist oluyor degiller. bu kadar yuzeysel ve avanak biri zaten ateist olsa kim ciddiye alir. normal insanlar bir dini nasil reddederler? mesela tutarliligini sorgularlar (zaman-mekanla sinirlandirilmis suclar yuzunden bizi sonsuza kadar cezalandiracak hristiyan tanrisinin herbirimizi teker teker sevdigini soylemek gibi). baska? o dinin cikisini tarihsel dinamikler isiginda incelerler (musa'nin tam da cevre imparatorluklarin guclerinin zayifladiginda ortaya cikmasi gibi secilmis halka vaadedilmis topraklarin kimsenin istemedigi igrenc bir yer olmasi gibi). yahut freudun moses and monotheizmini okur god delusiondaki argumanlari severler oksarlar, vs.bu nedenlerin gecerliligi, insanlarin o anki duygu hezeyanlarina bagli degil. nasil ki sen mantarlari yutup fantastik boyutlara gecince dunya panteist olmuyor, kayalar konusmaya baslamiyor, ayni sekilde olum korkusu gibi bir travma yasayinca da ateist olma nedenleri otomatikman zayiflamiyor, curutulmuyor.

aksi halde bu taktikle her konuda her dogruya basitce ulasabilirdik:
-komsunuzu oldurmek dogru mudur?
-hayir, thou shalt not kill yahu.
[komsunun gurultusu yuzunden butun bir gece uyuyamayip sinirler altust olduktan sonra]
-peki simdi?
-yanlislardaymisim sikmak lazim agzina yuzune
-ya yaaa

Hatta psikolojiyle travmayla, kimyasallarla hic ugrasmayalim direkt lobotomi yapalim: "iste sayin seyirciler, hayati boyunca 2 kere 2'nin 4 oldugunu soyleyip bizle dalga gecti ama lobotomi sonrasi hanyayi konyayi anladi". kimse olup sonsuza kadar yokolmayi istemez ama bilinc belli ki noronlarin fiziksel durumuna bagli. lobotomi sonrasi insanlar karakterlerini, bilinclerini koruyamiyorlarsa beyin tamamen yokolduktan sonra korumalari icin, cennetten akrabalarina dogru gulumseyip diger olulerle kahve muhabbettine devam edebilmeleri icin pek bir neden goremiyorum. yarin oburgun doktorun gelip "kalp krizi kanseri olmussunuz, 10 dakika omrunuz kaldi" demesi, benim de alelacele bir taksi cevirip "su mekke'ye giden jeti takip et" demem bu gercegi degistirmeyecek. hatta bu degnegin diger ucunda da bok var, pek kimse gormuyor: kendi olumu yuzunden imana gelenler kadar insan da sevdiklerinin olumu yuzunden veya dunyadaki adaletsizlikler, korkunc seyler yuzunden imandan gidiyor, fellik fellik kaciyor. ilk grup hakli da bunlar niye haksiz? neden hicbir tv sunucusu yakini olen meshur bir dindara gibi bu muhabetti yaptiktan sonra, isyan halindeki adamdan kameraya donup manidar mimiklerde bulunmuyor, halki ateizme tesvik etmiyor?Birakin kardesim bu uzatma dakikalarinda gelen sahte zaferleri
Read rest of entry